Sercan Aydın
Yaslandığımız, önünde yürüdüğümüz, Kaypakkayacı devrimci komünist tarih ve onun önderi İbrahim için denilebilinir ve de denilmelidir ki, üzerinde en sağlam durduğu zemin ideolojik alana ait olanıdır.
Bu ideolojik alan, feyz verdiği tüm taktik süreçlerin 24 saatte bile değişkenlik gösteren, güncel politik gelişme yönünü tayin eder. Her bir somutta nasıl ele alınacağını belirler. Temel, ilkesel, amaç ve stratejik hedefleri açık, devrim, sosyalizm ve dünya devrimi bağlamı içinde, dünü, günü ve geleceği ortak perspektif icinde ele alan bu sistematik bütüncül dünya görüşü tabiki MLM ‘dir.
Evet şimdiler de tasfiyeci zamanların felç ettiği, bir tür akıl tutulmasına yol açtığı, her yerinden budayıp güdük hale getirip unutturduğu bu dünya görüşünün, gelenek paradigmasında ki formülasyonu, Marksizm Leninizm Maoizm’dir.
Defalarca yazıldı bir kez daha tekrar edelim. MLM zamanın dışında dondurulmuş kutsal kur’an ayetleri benzeri ölü bir toplam değil, somut koşulların somut tahliline dayanan, canlı, gelişen kendini bu anlamda yenileyen, değişmeyen tek şeyin değişim olduğunu bilen ‘Devrim Bilimi’dir.
İdeolojik alan bu anlamda, dünyayı ezilenlerin gözüyle yorumlayan, dünyayı değiştirmeyi devrimlerle öngören, bu temel perspektifi siyasal süreçlerde ki keskin düşüş ve kırılmalarla yitirmeyen, merkezinde iktidarın alınmasının sabit olduğu felsefi, ekonomik, politik sistematik bir dünya görüşünü ifade eder. Bunun ete kemiğe bürünüp maddileştiği organizma ise Komünist Partisi’dir.
İşte Kaypakkayacı 72 manifestosu, çok berrak bir tarzda İktidarı almaya kilitli, bunu dünya devrimine Türkiye Kuzey Kurdistan topraklarından atılacak mütevazi bir adımla enternasyonalist bir perspektifle pratikleştirme ilanından başka bir şey değildi. Bu temelde devrim bilimi MLM yi somut ülke koşullarına uygulayan, ideolojik olarak devrimden başka bir zemine demir atıp güzargahtan çıkmayı daha baştan kesin ve keskin komünist partili bir bilinçle red eden, haklı olarak düşmanın “ihtilalci komünizmin en tehlikeli uygulanması” dediği korkunun da adıydı.
Bir Komünist Partisi için ölüm, savaş açtığı düşmanın kendisinden korkmaktan vaz geçmesidir. Kaypakkayacı komünist çizgi işte düşmanda bu korkuyu yaratırken, dosta, halka ise güven veren ihtilalciliğin karargahı olma gerçekliğiydi.Burda sahteliğe asla yer olamaz. Sadece gerçekler devrime hizmet eder, düşmanın uykusunu kaçırır. Sahtelik, tüm ideolojik tanımsal farklılıklarıyla, tüm ideolojik dejenerasyon halleriyle düşmanı mutlu edip, ona hizmet etmeye yarar. Başka bir şeye değil..
Çıkışından yarım asır sonra, bir çok popüler devrimci parti ve örgütün sınıf mücadelesinin sert koşulları tarafından kırılıp devrim fikrinden düzen içine bükülmesiyle yaşanan ideolojik çözülme, örgütsel dağılma ve devrim hedefinde sapma süreçlerinde Kaypakkayacı ısrar ve inadın günde ille de devrim ille de sosyalizm ve komünizm diyerek, ilk çıkışın coşkusunu ve düşmana meydan okuyan heybetini belirleyen çeliğin aldığı suda ifadesini bulan tam da bu ideolojik temeldir. Gerçeğin bu 24 ayar altın değeridir. Zamana yenilmez, paslanıp, çürümez, değer kaybetmez!
Oysa bugün sahteliğin avazıyla temele oynalınıyor. Bu tasfiyeci pervasız yönelimi boşa çıkaracak radikal ideolojik mücadele tam da bu noktada yaşamsal bir yerde duruyor. Bunu anlamayan bir politik ahmaklığı red ediyoruz/ red etmeliyiz diyoruz
Kaypakkayacı cephenin parçalı duruş içinde ki toplamı bile, 50 yılın sonunda zamana yenilmeyen bir ideolojik temelin, gelenek dışında ki hareketlere karşı ayırt edici niteliğini göstermesi açısından başka önemli bir veriyi ifade etmektedir. Bu yanıyla zayıflayan radikal cephenin içinde, tüm küsürat ve defosuna rağmen en diri ve ayakta duran bölüğünün Kaypakkayacı toplamın kendisi olduğu, her türlü tartışmanın dışında somut ve net bir yerde durmaktadır. Dolayısıyla kaypakkayacı devrimci komünist yönelim, küçük burjuva devrimciliğinin ideolojik popüler göz kamaştıran geçmiş tarihinin bugün geldiği yer ve zamandaki sönüklüğü ve çözülmesi karşısında, yoluna devam etme komünist iradesiyle nihai zafer için biricik alternatif olduğunu ispatlamıştır. Küçük burjuva devrimciliği ise tarihsel olarak maoist komünist devrimciliğin karşısında ideolojik yetmezliğini, güçsüzlüğünü tersinden doğrulamıştır. Sorunun verili durumda salt politik devrimcilik olmadığı, komünist dünya görüşünü donanmış stratejik bir devrimcilik olduğu netleşip açıklığa kavuşmuştur. Bu bağlamda 72 Silahlı Devrim Cephesi’yle açılan tartışma kapanmış, Hegel’in “ancak zamana direnenler tarih olur, ayakta kalır” tespitine uygun olarak Kaypakkayacı komünist devrim çizgisi zamana direnip günde yoluna devam etme gücünü göstererek geçmişte açılan tartışmanın “kazananı” olmuştur.
Bu anlamda hakikat, kendi yerine geçirilmek istenen sahteliği alt etmiştir.
Ancak, 72’den bugüne uzanan 50 yılın sonunda küçük burjuva ideolojik dış cephede ki tartışma, süreç içinde sönümlenip, gündemden düşerken, Kaypakkayacı iç cephede ideolojik kaos, belirsizlik öne çıkmış güncel hale gelmiştir. Özcesi, varlığımıza temel olan hakikat, içerden türeyen yeni tipte bir sahtelikle tehdit edilmeye başlandı.Hakikatle/ yalanın mücadelesi MLM ve anti-MLM zemininde sınıf mücadelesinin evrensel yasasına bağlı olarak, her yenilgi sonrası tekrar tekrar ringe çıkmaktadır. Gelinen yer ve zaman da, İdeolojik düzlemde tersinden birbirinin cezası olarak varlaşan, bir madalyonun iki yüzü olarak ortak zeminde “bir” olan dogmatik ve revizyonizm sağdan ve soldan Kaypakkayacı maoist bilinci kuşatmış, ideolojik mücadeleyi ciddi bir ihtiyaç haline getirmiştir.
Burda dogmatizm ile revizyonizm arasında bir ayrım yapıp, ikisini aynı sepete koymadan, devrimci ilerleyişin önündeki esas birincil engelin dogmatizm değil, revizyonizm olduğunun altını kalınca çizelim. Lenin’in bir yerde çok açık ifade ettiği gibi “sol” dogmatizm, revizyonist sağ tasfiyeciliğinin günahlarının bir “cezası” olarak ortaya çıkmış, devrimci saflarda olan aşırılığın kendisidir.Düzeltilip kazanıla bilinir. Revizyonizm ise bir niyet, istek, tercih, ya da ahlaki ideolojik bir bozukluk değil, sınıfsal maddi temel tarafından belirlenen devrimci saflardan bilinçli kopup, “proletaryanın davasını bir tas çorba parasına satan” sınıfsal bir ihanetin döneklikle tescilli düşmanlığıdır. UKH’in tarihi bu ihanetin ideolojik olarak yenilip ezilmeden, yani tasfiyeciliğin devrimci tasfiyesi gercekleştirilmeden, devrimin zafere taşınamayacağı dersleriyle doludur.
Kautsyki, Bernstein, 2.Enternasyonel Leninizm tarafından ezilip geçilmeseydi, net ve tarihsel olarak “karşı devrimci” ideolojik niteliği görülüp gösterilmeseydi, cepheden net bir tavır alınmasaydı, Büyük Ekim Devrimi zafere ulaşa bilirmiydi? Kesinlikle ulaşamazdı.
Öyle ise Kaypkkayacı Maoist cephe de ideolojik alanda açığa çıkan tabloyu tarihsel materyalizmin gözüyle doğru okuyacağız. Okumalıyız.
Reformizm, düzen içilik, devrim biliminin temel ilkeleriyle oynama şeklinde tezahür eden “neo sağcılık” la nükseden postmodern tasfiyeci dalgayı kıracak bir ideolojik mücadelenin önemine uygun bir mesaide birleşeceğiz.
Revizyonizmi TKP ile, reformizmi TİP ile, radikal demokrasiciliği HDP ile tartışmak, buralarda söz söylemek kolay. Bugün aslolan bu ideolojik bozulmaların kendi geniş saflarımızda 17’lerden bugüne kuluçkaya yatıp, bugün ki verili avantajlı koşullarla buluşunca, bunun nasıl aklımızı ve bünyemizi bir sarmaşık gibi sardığının farkına vararak, ideolojik mücadele zemininde bu süreci tersine çevirecek bir hamleyi gerçekleştirme sorumluluğunun bizleri bekledigini unutmamalıyız. Reformizm de, revizyonizm de, parlemanto hayranlığı da, düzen içine tam gaz kulaç atma şampiyonluğu da bugün geniş saflarda içimizde cereyan etmektedir. Bugün tasfiyeci koalisyon güçleri koşulların teorisini kendilerine taban yapıyor, biz devrim fikrinin eylemli teorisinde ısrar edecek, Kaypakkayacılığı kendi politik ayıplarını saklayan bir makyaj olarak kullananların yüzlerinde ki bu makyajı silip atarak, gerçek yüzlerinin görülmesini sağlayacağız.
Vartinik ruhu, aklı ve cesareti bugün bizden bunu bekliyor. An da Kaypakkayacı “ihtilalci komünizmin” imtihanı burada verilecektir. Bu görevden kaçanlar, cenaze evinde “gözünüz aydın” diyen aptallıklarıyla tarihin kendileriyle alay edeceği bir sonuca şimdiden hazır olsunlar..